15 Mart 2015 Pazar

modern zamanlar

Modern Zamanlar - Charlie Chaplin
Modern zamanlarda yaşayan insanların en büyük problemlerinden birisi yaşadıkları şeylerle, yaşamak istedikleri şeyler arasındaki uçurum.

Hayatın içinde, telaşenin koşturmacanın harala gürelesinde kimileri bu bahsettiğim duyguyu net olarak ifade etmese ya da edemese de çoğumuzun yaşadığı durum bu.

Bize sunulanlar ve yapmamız için verilen işlerin kurgusu ile olan ilişkimiz o kadar mekanik ve standart ki bu standardizasyonun içerisinde yaptığımız işe yabancılaşmamız an meselesi.

Dolayısıyla da bir süre sonra zamanında kalbimizi yerinden çıkartırcasına çarpmasına neden olan, istediğimiz ya da hayalini kurduğumuz şeylere yabancılaşmamız ise peşi sıra gerçekleşiyor. Tüm bu olup bitenleri fark etmek ve değiştirmek ise ya zaman alıyor ya da bir noktadan sonra umursanmıyor.

İşte bahsettiğim bu noktaya zaman zaman takılır, efkarlanır ya da kendimce bir çözüm bulmaya çalışırım.

Tam bu düşünceler içerisindeyken karşımıza şöyle bir video çıktı. Yazıya devam etmeden önce lütfen videoya bir göz atın.

                                   
Yukarıda derdi davasını anlatan ve buna kafa patlatan bir insanın kısa, öz ve sade anlatımı ile karşılaşacaksınız.

Kendini ne kadar güzel ifade etmiş öyle değil mi?

Şimdi bir dakika arkanıza yaslanın ve kendinizi düşünün ...

Yukarıda Çağrı Çankaya'nın kurduğu cümlelerdeki reklamcılık ile olan kısımların yerine kendi işinizi koyun. Konuşmayı tekrar dinlediğiniz de konuşmanın akışının hiç  bozulmadığını, aslında farklı sektörlerde olunsa dahi benzer sorunlarla içiçe yaşanıldığını görmek pek de güç değil ( sektöre bağlı kısmi özel açıklamalar getireceğiniz durumlar dışında ).

Zaman zaman yukarıdaki adamın anlattığı çelişkileri ve iç kargaşaları kafamda ben de su yüzüne çıkartıyorum.

Şu ana kadar bu sorunsal için ne yapmalı ne etmeliye dair özgün bir cevap oluşturamadım maalesef.

Gerçekleştirebilir miyim, şartlar beni ne yöne götürmeye çalışır ve ben ne yaparım bilemiyorum, ancak benzer bir çözüm yolunu denemek konusunda benzer hisdaşlıklarım var.

Belki ben de ülke ülke gezip patolog olarak bir yerlerde çalışıp birşeyler yapmalıyım.

Bu konudaki araştırmalarımı yaşadığım atakların sıklığına bağlı olarak devam ettiriyorum. Şu ana kadar ki araştırmalarımdan ilginç bilgilere de ulaştım.  "Sınır tanımayan Patologlar Organizasyonu"  veya " Patologi oltre frontiera " bunlardan bazıları ...

Bu gruplara dair öğrendiklerim ile ilgili uygun zamanda daha detaylı  birşeyler de karalayacağım. 

Lakin bu yazının esas amacı  konuya dair ilginç şeyler bilenlerden yeni birşeyler duyma isteği, biraz iç dökme ve biraz da benzer duygusu olanlarla dertleşme isteğidir.

Şimdilik bu kadar, kib :)

Merak edenler için Çağrı Çankaya'nın Ted konuşması da aşağıdaki linkte bulunmakta ...

https://www.youtube.com/watch?v=uQEKunx9O24

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder