23 Mart 2015 Pazartesi

little little into the middle -2 (zihni sinir fikirler)



İlkokul ile başlayan ve tüm eğitim süresi boyunca devam eden eğitim sisteminde tek yönlü bir iletişim ya da etkileşim söz konusu.

Misal hoca tahtada birşey anlatır sizde o sırada sadece hocayı pasif olarak dinlersiniz. Bu eğitim şekli ortaokul, lise hatta ve hatta üniversitede bile bu şekilde verilmektedir.

Daha sonra ki dönemde de toplumun tamamının aynı fabrikadan çıkmasından olsa gerek yapılan sunumların tamamı bu şekilde tek yönlü bir kurguya sahiptir.

Dolayısıyla da bu gelenek böyle gelmiş böyle gider tadında süregelmektedir. Her nasıl olduysa memlekete interaktif oturum gibi kavramlar gelmiş olsa da bunu dahi tek yönlü bir sunum formatına çevirme konusunda oldukça mahir girişimler söz konusu. Halbuki bu başlık üzerinde dahi daha önce hiç denenmemiş, kimisi fütüristik gelebilecek çok sayıda alternatif yöntemin yaratılabileceği kaaatindeyim. Zihni sinir önerilerimden bazıları şunlar ;


*Yapılan kurslarda verimi en çok yükselten öğelerden birisi karşılıklı etkileşimdir. Dolayısıyla özellikle de patoloji kurslarında molalarda dağıtılmak üzere eğitici preperatlar dağıtılabilir. Sunumların bu preperatlar üzerinden ilerletilmesi halinde katılımcının aralarda preperatlara yoğunlaşıp sunumlar sırasında oluşan merak duygusu ile birlikte daha etkin ve verimli bir şekilde sunumları dinleyip daha fazla yararlanabileceği fikrindeyim. Şimdilik biz bu olaya Türkçe bir kavram olarak ne üretebiliriz bilmiyorum ama gavurlar bu olaya workshop diyorlarmış.


*Yine benzer şekilde kurslarda bahsi geçecek olan preperatların cihaz ile taranıp bilgisayar ortamına aktarılması toplantı öncesinde katılımcıların bu görüntüleri incelemesi halinde toplantı kalitesini yükseltilebilir.






*Sunum akışını standart tanımlar ve görüntüler üzerinden yapmak yerine, tüm salona seslenerek yapılacak olan jeopardy benzeri oyun formatında gerçekleştirilecek sunumlar katılımcıların merak ve heyecan dürtüsünü artıracağından katılımı ve verimliliği artırmada kullanılabilecek yöntemlerden olabilir. Özelikle jeopardy formatındaki oyunlar intenet üzerinden ücretsiz olarak hazırlanabiliyor ve televizyonda izlediğimiz yarışma programı formatı ile süreç oldukça keyifli hale dönüşebilir. (yakın zamanda bu jeopardy konseptine dair bir oyun paylaşımında da bulunacağım )




*Sunumlar sırasında (misal konu pankreas adenokarsinomu olsun) konuyu sadece fotoğraflarla anlatmak yerine, anlatılan başlığı kısa süreli 10 saniyelik videolar ile tanıtmak daha çok dikkat çekici olabilir

* Toplantıda bahsi geçecek fotoğrafları, toplantı öncesinde facebookta açılacak olan grupta  paylaşmak ve burada toplantı öncesi tartışma yürüterek dikkatleri bu konulara çekmek ilginç olabilir. Bu konuda bahsettiğim yöntemi farklı bir yönüyle de olsa kullanan hocalarımız bulunmakta. (Sülen Sarıoğlu ve Mehmet Gamsızkan gibi ) Bahsi geçen hocaların paylaşımlarını görenler fotoğrafların altında ne kadar çok tartışma döndüğünü ve ne kadar çok fikir alışverişinde bulunulduğunu rahatlıkla görebilirler.


 
*Yurtdışında çok fazla sayıda kurum özellikle webinar üzerinden yani internet üzerinden sunumlarını yapmakta. Özellikle bu yöntem ile herkes evinde pijama terlik halinde dahi olsa önemli konularda geniş katılımcı düzeyinde kurslar verebilir ya da önemli başlıklar daha deneyimsiz insanlara aktarılabilir.
*Sunumu yapacak olan kişi, sunumu canlı tutarak duruma göre yönlendirebilmek adına farklı bir yöntem de kullanabilir. Mesela sunucu toplantı sırasında gösterdiği fotoğraflarla ilgili soru sorabilir ve geniş kitlenin nasıl tepki verdiğini, ne düşündüğünü öğrenebilir. Bunu ise internette çok fazla örneği olan anket ya da soru sorma yöntemi ile gerçekleştirebilir.

Misal konu deri tümörleri olsun ve sunum akışı ilk önce fotoğraflarla sorulan şıklı bir soru ile başlasın. İlk slaytta fotoğraflar gösterilsin, ardından ise herkese telefonlarından girmek üzere verilen anket niteliğinde linkte ilgili soruya cevap vermesi istensin. Verilen yanıtlara göre sunum akışı konuya halihazırda hazır olan konuşmacı tarafından şekillendirilsin. Bu şekilde interaksiyon en üst düzeye çıkmış ve sunumu yapan kişinin kafasındaki kitle ile kitlenin gereksinimleri arasındaki uçurum kapatılmış olur. Ayrıca bu sayede kimse kimliği belli olmadan acaba yanlış söyler miyim diye korkmadan gerçek görüşlerini paylaşmış olur. Bu da kullanılabilcek anket sitesinden bir örnek http://strawpoll.me/





*Kurslarda pek bahsi geçmese de konu anlamında eğitim başlıkları olarak asistanlığın özellikle de son döneminde kıymeti anlaşılan SPSS, bölümde yapılacak olan sunumlar ya da kongre sunumları için çekilen fotoğrafları daha iyi düzenleyebilmek için Photoshop, asistanların laboratuardaki işleyişi daha iyi öğrenebilmeleri anlamında uygulamalı kesit nasıl yapılır, döküm nasıl yapılır, elde hematoksilen eozin, basit histokimya, immunohistokimya uygulamaları nasıl yapılır kursları düzenlenebilir.

Önerilerim, ne kadar uygulanabilir ya da kimler ciddiye alır bilmiyorum amma velakin bir gün ilk fırsatta deneyeceğim kesindir. İnsanların bu kadar yoğun akıllı telefon kullandığı, sosyal medyanın her dakika güncellendiği, tek yönlü iletişim aracı olarak tv’den internete doğru hızlı bir geçişin olduğu çağımızda değişen dünya ve insanların değişen talepleri doğrultusunda hala klasik yöntemleri kullanma konusunda direnilmesi bana oldukça anlamsız geliyor. Alternatif birşeyler yapma konusunda kimsenin bir girişimde bulunmuyor olması ise ayrıca ilginç.


Lakin görünen köy de kılavuz istemez.

Değişen dünyada mevcut bilgileri yeni sunumlar ve yöntemler ile aktaranlar elbette insanların zihinlerinde ve gönüllerinde hakettikleri yeri kolaylıkla alacaklardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder