29 Ekim 2014 Çarşamba

patoloji'de cinsiyet dağılımına dair gözlemler

Hayat bir dengeler bütünü ...  

Hangi konuya el atarsanız atın orada mutlaka dengeyi ve de onun yarattığı ahengi göreceksiniz. 

Tescillenmiş bir durumdur ki, momentin varlığı Newton tarafından yıllar öncesinden ispatlandı. 

Amerika’yı yeniden yeniden keşfetmeye gerek yok. 
Zira konu kadın ve erkekler olsa  da kavram geçerliliğini koruyor.

Buna karşın malumunuz kadın erkek konseptinde konuya girmek her zaman tehlikeli  yada kışkırtıcıdır. 

Kısacası iki tarafı keskin bıçaktır ve bıçağın bir yakasına düşmek istemeseniz dahi bir tarafa itilme olasılığınız yüksektir. 

Bölümlere yeni asistan başlangıçlarının da yakın zamanda yapılacağı gözönüne alınınca bu konuya dair bir iki lakırtı yapmak gerektiği kanaatindeyim. 

Zira kelimeleri doğru seçebilmek ve kendini ifade edebilmek önemli. Ne de olsa işimiz üzüm gücümüz üzüm :) 

Vira bismillah ...

Patoloji malumunuz kadın ağırlıklı çalışanları ile karakterli tıp alanı. Malumunuz diyorum fakat  benim bunu farkedebilmem oldukça geç bir döneme tekabül ediyor. Anlatacağım hikayeler de zaten tam burada başlıyor ...

Varan 1

Hikayenin başlangıcı ilk olarak TUS tercih dönemine denk gelir. O dönemde Patoloji tercihi yapmayı düşündüğüm için üniversiteler hakkında detaylı bilgi toplamaya başlamıştım. Bu araştırmalar sırasında ilgilendiğim yerlerden birisi de Ankara Üniversitesiydi. Bölümle ilgili bilgiler aldığım sırada öğrendiğim bilgilerden birisi de asistanların tamamının (sanırım o dönemde 9 kişilerdi )kadın olduğunu öğrenmiştim. 

Öğrendiğim bu bilgi karşısındaki ilk olarak“ hiç erkek olmaması ne kadar ilginç, denk geldi herhalde” diye düşünmüştüm. 

Varan 2

Daha sonra bölüm araştırmalarımda sıra Ege Üniversitesi Patolojiye geldi. Bölümü yazmayı düşündüğüm ve bilgi almaya gittiğim o dönemde bölümde sadece tek erkek asistan vardı. Bölüm ziyaretim  sırasında orayı tercih edebileceğimi ona söylediğimde gözlerinde bir parlama yüzünde ise tarifi imkansız bir mutluluk ifadesi vardı.

Ve olaylar devam eder ....

Üniversite tercihimi  Ege’den yana kullandım. Bölüme başladığımda toplam 2 erkek asistandık ve bizim dışımızda 7 kadın asistan arkadaşımız vardı. 

Bölümde çalışanlar ve hocalar ile olan tanışmalarda yapılan erkek olmama dair vurgular, diğer erkek asistanında ortamda olduğu sırada sohbetlerde “hadi gözün aydın” takılmaları, gözümde bazı şeyleri şekillendirmeye başlamıştı.

Bu olayların akabinde ve detayında doğal olarak mevzuya dair kafamda reseptörler gelişti. 

Doğaldır ki bu reseptörlerin affinitesi  de zaman ve yaşanan olaylarla daha da arttı. 

Bu mevzuya dair özellikle de kafamda iz bırakan bir de sohbet  oldu. 

Varan varan üstüne ...

Sohbet personel bir abimizle aramızda geçmişti. 

Abimiz sohbete hocam hoşgeldiniz beşgittinizden sonra, “vallahi erkek asistan sayısı arttı sayenizde” ile bir giriş yaptı. Şaka yollu takılmalardan sonra ben de “Olur ya neden olmasın bir sonraki sınavda yeni gelen erkek asistan olur. %50 şans var” diye sohbeti devam ettirmiştim. 

Söylediklerim karşısında diyoloğun devamı ise manidardı. “Doktorum burada bir erkek asistan gitmeye yakın yeni bir erkek asistan gelir ve ardından yeni gelen kişi de tek erkek olarak asistanlığında devam eder” demişti.
İçimden “yok artık daha neler” dedim ...

Neyse gel zaman git zaman sıra makroskopi eğitimine geldi. Malum gözlemleme evresi (balayı dönemi) bitti. 
Eğitim almam gerekiyordu. Karar alınmıştı ve erkek asistan arkadaş bana eğitim verecekti. Eğitimler sırasında sohbet  muhabbet derken  makroskopide yaklaşık 15 yıldır bir erkek asistanın diğer bir erkek asistana eğitim vermediğini öğrenmiştim. 

Kafamda tüm bilgiler birer puzzle gibi birleşmeye başlamıştı.

Puzzle’a dair ..

Evet patolojiyi seçen erkek sayısı çok az. Bir sebeple tercih etmiyorlar ya da tam tersine kadınlar patolojiyi bir sebeple daha sık tercih ediyorlar. 

Bunun sebebi nedir bilinmez.

Geçen zamanla birlikte sevdiğim arkadaşlarımla keyifli zaman geçirip birşeyler yapmaktan büyük haz alıyordum lakin birşeyler eksikti. Gel zaman git zaman bu eksiklik dışında odada dönen sohbet konularına aslında çok kadar uzak olduğunu fark etmem ve de erkek sohbetine olan özlemim herşeyi açıklamaya başlamıştı. Artık diyet sohbetleri, alışveriş sohbetleri dışında kulağım birşeyler duymak istiyordu.

“Eril yakarışım” bir şekilde duyuldu sanırım ki bir süre sonra makroskopide çalışan teknisyenlerin tamamı erkek oldu. İlk başlarda bu durum gayet iyi olmakla birlikte bir süre sonra  çalışma ortamı bu seferde kahvehane ortamına döndü. Zaman zaman momentin ucu yine kaçmaya başladı.

Herşey gerçekten iyi güzel hoş lakin malum hayatta herşey denge üzerine kurulu. Denge bozulduğu anda orada hep bir arıza hep bir sıkıntı oluşuyor. 

Zamanla tariflemeye çalıştığım asimetrik cinsiyet dağılımı her ne kadar  sıkıntıya neden olsa da bir süre sonra insan içinde yaşadığı duruma alışıyor.

Neyse yeni asistan gelme dönemi yaklaştı ve yine erkek mi geliyor bayan mı geliyor sohbetleri dönmeye başladı . 

Ben ise en baştaki fikrime geri dönecek olursam,  kadın olsun ya da erkek olsun sağlıklı olsun yeter diyorum.

.