7 Nisan 2014 Pazartesi

patoloji ve mesleğin hastalığı



    Her ne kadar ileri yaşta olmasak da, geçen zamanla birlikte vücudumuzda yavaş yavaş kimi anlamlı, kimi anlamsız şikayetlerimiz başladı. Kimilerimiz bu konularda oldukça tedirgin olup nerede ise ayağı taşa takılsa hemen doktora gidip kan tahlili yaptırma (endokrin hormon paneli de dahil) eğiliminde oluyor. Kimilerimiz ise doktor olmanın verdiği rehavetten midir bilinmez ama tam tersi bir umursamazlık içinde. Şikayetleri olsa dahi doktor gitmeyi istemez, ilaç kullanmaktan kaçınır, hatta ve hatta nerede ise doktorun kapısının önünden bile geçmek istemez. Bu konuda kendimi bir gruba dahil etmem gerekecek olursa kolaylıkla ikinci grubun prototipik bir insanı olduğumu söyleyebilirim.

   Buna dair de anlatılası kısa bir hikayem var. Malumunuz bu kışın popüler, hit olmuş gribi  H3N2 ortalığı yaktı kavurdu ve ben de kendisi ile tanışma fırsatı buldum. Hasta olduğum dönemde öyle yoğun sırt ağrılarım oldu ki zaman zaman akşam yatağa yatmakta, uzanmakta zorlandım. Hastalığın geçtiğini düşündüğüm dönemlerde de zaman zaman boyun ağrılarım kendini hissettirdi. Bu dönemde içinde bulunduğum grubun karakteristik özelliklerden olsa gerek tabi ki de doktora gitmedim. Geçen zamanla birlikte şikayetlerim çok umursanmaz düzeyde kalmış olmakla birlikte tam olarak bir türlü geçmedi. Fakat yakın zamanda okuduğum bir makale bu sorunsalıma tekrar parmak bastı. Buyrun makaleden cımbızlamalara ...

Kronikleşen boyun, sırt, bel ağrıları... 
Makalede patologlar ya da mikroskop ile çalışanlar için meslek hastalığı niteliğinde olan kas iskelet bozukluğundan bahsedilmekte. Bu bozukluk ise yanlış pozisyonda uzun süreli oturmaya bağlı olarak gelişmekte. Bunun sonucunda da kas iskelet sisteminde mikroiskemiler, gerilmeler ortaya çıkmakta ve kişide kronikleşen boyun, sırt ve bel ağrıları görülmekte


Risk faktörleri ...
Ara vermeden, uzun süreli mikroskop kullanımının bu ağrıların oluşmasında en önemli risk faktörü olduğu belirtilmekte. Okülere öne eğilerek bakmak  veya  mikroskopun bulunduğu seviyenin sandalye ve masa ile uygun şekilde ayarlanmamış olması da önemli nedenler arasında. Ayrıca günlük pratik içerisinde mikroskopi salonlarında yaygın olarak hala kullanılmakta olan ergonomik olmayan 
sabit açılı eğimli mikroskop kullanımı önemli risk faktörlerinden.


Çözüm ...
Ağrıların oluşmasını engelleyebilmek için nötral oturuş pozisyonunun sağlanabilmesi (kastedilen eğilip bükülmeden oturmak) en önemli çözüm. Bunun yanısıra uzun süreli mikroskopi kullanımına 5 dakikalık molaların verilmesi, klasik sabit açılı eğimli mikroskoplar yerine periskop tarzında, başın yere paralel şekilde karşıya bakabilmesine olanak veren mikroskopların kullanılması öneriler arasında bulunmakta. Son olarak ise her ne kadar mikroskopi salonlarında ya da hastanede uygulaması pek kolay gözükmese de kas egzersizlerinin yapılabileceği de belirtilmekte ...

Ez cümle ...

Makalede paylaşılan önerilerin tamamını uygulayabilmek kolay gözükmemekle birlikte bu konuda farkındalığa sahip olmak sanırım özellikle de genç patologlar için kritik bir öneme sahip ...

* Makale : Microscope Use and Musculoskeletal Disorders Am J Clin Pathol 2010;133:543-548
** Egzersiz Önerileri : http://ergonomics.ucla.edu/stretches/exercises/91-posture-strengthening-exercises.html